"Savaşlar kazanılınca kahramanlıklar değer kazanır" YUSUF OĞUZ ALTUNTAŞ
   
  yusuf
  Tiyatronun Doğumu
 


TİYATRO’NUN DOĞUMU
 
Merhaba sevgili değişim dergisi okurları, sizlere bu yazımda Tiyatro sanatı hakkında bilgiler vermek istiyorum.
Tiyatro nedir? Ne zaman doğmuştur? Ne Anlatır? Neden var olmuştur gibi aklımıza bir çok sorular gelmektedir. Tiyatro hakkında az çok hepimizin biraz bilgisi vardır sanırım, kabaca
 tiyatro nedir diye sorduğumuzda, yazılı bir metne bağlı kalarak yada kalmayarak, insanların (oyuncuların ) bir yükselti üzerinde belirli bir insan topluluğuna(seyirci) bir şeyler anlatması deriz kabaca. Hadi gelin bu kaba tabiri biraz açalım. Tiyatro insanı insana insanla insanca anlatma sanatıdır, tanımını yaptığımızda aslında tarif etmemiz gereken her konuya değinmiş oluyoruz. Yukarıdaki tarifi göz önüne alırsak, Tiyatro kimi anlatır? İnsanı, kime anlatır? İnsana, nasıl anlatır? İnsanca, neyle anlatır? İnsanla, ne yapar? Anlatır ayna tutar. İşte görmüş olduğunuz gibi tiyatro her kademesinde insanı kullanmış ondan esinlenmiş ve onunla yaşamaktadır.
Bütün öğelerini insandan almış bir sanat, tabi ki insanlığın varoluşuyla hayata gelebilir ve onun gelişimine paralel olarak gelişir. Tiyatronun oluşabilmesi için üç temel öğe gereklidir. Bunlar oyuncu seyirci ve mekan bileşkesidir ve tiyatronun olmazsa olmazıdır. Bu bilgiler ışığında isterseniz zamanda bir yolculuk yapıp tiyatronun ilk yıllarına gidelim. İlk tiyatral gösteriler ilkel kabilelerin av partilerini danssal anlatımları ile doğmuştur diyebiliriz. Bu anlatımlarda sırtına avlanan hayvanı simgeleyen bir post geçiren oyuncuyu diğer avcıların takip etmeleri ve nasıl avladıklarını danssal bir mimle(taklit) diğer kabile üyelerine aktarmaları görülmektedir.  Bu tür ilkel anlatımlarda tiyatronun üç temel işlevini görmekteyiz, av sahnesini canlandıran avcılar,yani oyuncular, kabilenin akşamları ateş yakıp başında oturdukları mekan, yani yer ve diğer kabile üyelerinin bu sahneleri izlemesi yani seyirci konumuna geçmesi . Böylece tiyatro insanlığın doğumu ile varoluşunu ortaya koymuştur ve insanlığın gelişimi ile içsel gelişimine devam etmiştir. Zamanla bu kaba anlatılar düzgün planlı bir anlatıma geçmiş, seyircinin toplanma alanları düzeltilmiş ve günümüz tiyatrosunun temelleri olan eski yunan tiyatrosunu doğurmuştur.
Eski yunanda tiyatronun doğumu, bereket tanrısı olan dionisos için yapılan şenliklere dayanır. Bu şenliklerde dionisosa adaklar adanır ve köyün reisinin karısı bereketi simgeleyen fallusun üzerine oturtularak gezdirilirdi. Günlerce süren bu şenliklerde halk dionisos için dithirambos şarkıları söylerler ve dionisosu yad ederlerdi. Zamanla şenlikler bir düzene girmiş şenlik alanı bir tepe yamacına oturan seyirciler ve bu yamacın altındaki düzlükte bulunan sunak taşının önünde oyuncuların oyunları izlenir hale gelmiştir. Çok tanrılı bir toplum olan eski yunan halkı tanrıların arasında geçen olayları canlandırarak ilk tragedyaları doğurmuşlar ve günümüz tiyatrosunun temellerini atmışladır.
Ortaçağ avrupasına kadar tiyatro gelişimine devam etmiş ama bu dönemde kilise tarafından ahlak dışı gösteriler bahane edilerek yasaklanmıştır. Bu dönemde kilisenin ve din adamlarının ağır baskısından diğer insanlar gibi tiyatroda nasibini almıştır. Fakat kiliseye gelmeyen halk kitlesini çekebilmek için çareler arayan rahipler Hz. İsa’nın doğumunu ve geçen olayları yine tiyatroyu kullanarak kilise içinde  düzenlemişler ve yoğun bir ilgi bulmuşlardır. Bu ilgi kilise salonlarını aşmış bahçe duvarlarını geçmiş ve nihayet halkın arasına sokaklara yayılmıştır ve tiyatro tekrar uykusundan uyanmıştır. Ama ne gariptir tiyatroyu ölüme mahkum eden kilise tekrar doğmasına da kendi elleriyle yardım etmiştir. 
İşte kıymetli okurlarım insanlık gibi tiyatroda bir çok inişler ve çıkışlar yaşamıştır ve yaşamaktadır, insanlığın varoluşuyla başlayan tiyatro ancak yok oluşuyla ölebilir. Bütün sanatları içinde var edebilen bir sanattır tiyatro, bu sanata Ortaanadolu ailesi de büyük destekler sunmakta olup fabrika bünyesinde kurulan tiyatro kulübüyle de yaşatmaya devam ediyor. Ortaanadolu fabrikası tiyatro kulübü siz çalışanlarına tiyatroyu tanıtmak ve tiyatronun eşsiz lezzetlerini tattırmak için kurulmuştur ve siz değerli sanat severlerin katılımlarıyla daha da büyüyecektir düşüncesindeyim. 
Sanat sizler için. Hepinize tiyatro ve sanatla dolu günler dilerim. 
                                                                                             
                                                        Tiyatro Sanatçısı Yusuf Oğuz Altuntaş
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol