
MEYERHOLD VE TİYATRO DÜŞÜNCESİ
Meyerhold naturalist tiyatronun sahnelenme anlayışına karşılık konvansiyon tiyatrosu fikrinden yola
çıkıp sahne uzamı ve oyunculuğa dayalı sorunları tiyatronun asalları haline getirir.Yaşamı boyunca sahnelemeye
dair buluşları ve bu buluşları kimi zaman yanlışlayıp ya da eksikliğini görüp eklemelr yapmasının temelinde konvansiyon
fikri vardır.
Şimdi bazı kavramların açıklamasından sonra bu süreci ve biyomekaniği inceleyeceğız.
Konvansiyon: Yaşamdaki gerçekliğin sahnede aynen üretilmeden teatral karşılığının kullanılması ilkesine dayanan
bir sahneleme tekniğidir.
Sitilizasyon: Bu kavram konvansiyon genelleme ve simge düşüncesine ayrılmaz biçmde bağlıdır.Bir dönemi ya da
olayı sitilize etmek,tüm anlatım araçlarıyla bu dönemi ya da olayın iç sentezini aktarmak,bir sanat yapıtının gizli özgür çizgilerini
yeniden üretmek anlamına gelir.
Grotesk: Grotesk denince, kaba biiçimde komik yazınsal, müzikal ve plastik bir kür anlaşılır. Groteskin özü korkunç bir garipliktir,
en yakın ,en aykırı kavramları görünür bir neden olmaksızın biraraya getiren bir mizah anlayışının ürnüdür. Çünkü ayrıntıları görmezden gelerek ve sadece kendi özgünlüğünü kullanarak, sadece kendi yaşam savincini ve yaşam karşısındaki kaprisli ve alaycı tavrına denkdüşen herşeyi nerede
bulursa sahiplenir.
(Bu kavramlar Meyerhold'un kendi tanımlarıdır.)
1898-1906 MOSKOVA SANAT TİYATROSU -YENİ DRAM
1898de Meyerhold Moskova sanat tiyatrosuna girer.Burada bulunduğu süreçte bezı oyunların sahneleri onun dikkatini çeker ve konvansiyon
fikri belirginleşir.Çehov'un etkisi ile bu fikri netleşir.1902de bu fikrlerini gerçekleştirmek üzere Moskova sanat tiyatrosundan ayrılır.Daha sonra
1903de adı 'Yeni Dram' olacak korsan tiyatrosunu kurar,Sahnelediği ilk oyun naturalizmin etkisindedir.
1905 devrim girişimi sonrasında gerginleşen ortamdan tiatrolarda etkilanmiştir.Bu dönemde Stanislavski'nin getirdiği bir fikirle tiyatro-stüdyo'yu
kurarlar.Tiyatro-stüdyoda Meyerhold naturalist tiyatronun dekor anlayışına karşılık stilizasyon ilkesini değişmesi gereken sahne uzamı fikrinden çıkarırlar.2boyutlu panolar kullanılır, Hareket plastiği (metnin barındırdığı iç konuşmayı hareketle vermek)önem kazanır.Diksiyon kullanımı metnin barındırdığı iç dinamiği verecek şekildedir.
1906-1908 KOMİSARYEVSKAYA TİYATROSU
Bu dönemde sahnelenen Panayır Kulübesi (A.blok)ile resimsellik, heykelsellik gibi kavramlların yerini artık üç boyutlu taetrallik almaktadır.
Oyun ön sahneye odaklanır,maske kullanımı yanı sıra oyunculluk içinde kukla tiyatrosu öğeleride kullanılır.Dekor anlayışı yine 3 boyutluluk üzerine odaklanır, pano kullanımı fikri değişir.
Bu dönemde 1907de Evrenov'un ESKİ TİYATROyu kurması ile birlikte gelenek sorununu Meyerhold'un düşüncelerinin merkezine yerleşir.
Bu dönemde konvansiyon tiyatrosunun meyerhold bir sahneleme tekniği olarak tanımlar.Bu yöntemle birlikte her temsil kendine özgü anlatım araçları, kendine has biçimler bulur.Meyerhold Komisaryevskaya tiyatrosundan oyuncuyu kuklaya çevirdiği alaştirisi ile uzaklaştırılır.Bu vesileyle
Meyrhold Çarlık tiyatrosuna geçer.
1908-1917 ÇARLIK TİYATROSU
Meyerhold'un PANAYIR KLÜBESİ (Komisaryevskaya) ile başlayan oyunu ön sahneye taşıma fikrinin çıkışında tiyatroya dair araştırmaları sonrası gelenek tiyatrosundan alınması gereken unsurlardan biri olarak gördüğü oyuncunun önemi kuramı atkin rol oynamıştır.Bu anlayışı
bu tiyatroda 'don juan' ve 'Clombine'nin eşarbı ' oyunları ile devam etmiştir.'Don Juan' oyunu ile seyirci sahne ilişkisi fikrini oluşturmuştur.
Salon tamamen karartılmamış ve seyircinin rahat edebilmesi için salono masalar konmuş yemek ve içmek serbest bırakılmıştır.Bu dönemdeki yoğun araştırma süreci içersinde meyerhold eski tiyatronun (17.yy İtalyan ve İspanyol tiyatroları ) içersinden -tiyatronun kendine has özellikleri-
maske, uydurma jest ,sadece tiyatroda düşünülebilecek konvansiyonel hareket , tiyatro diksiyonunun yapay niteliği tiyatronun temel niteliği temel yasalarının n=v.c siolarak görür vebütün bunları PANAYIR TİYATROSU anlatışının sıkı sıkıya bağlar.Aynı zamanda Meyerhold bu dönemde Grotesk
kullanınmına önem verir ve onu stilizasyon yolunda ikinci aşama olarak görür.
Meyerhold'un bu dönemde yaptığı önemli girişimlerden biri de muhtelif yerlerde stüdyolar açarak bir okul oluşturması idi. 1915de
Borodinskaya sokağındaki stüdyosunda biyomekaniğin temellerini atar.Bu temeller yoğun araştırması sonucu İtalyan Commedia Del Arte'nin
ve doğu tiyatrosunun incelenmesinin bir ürünüdür.
1917-1940 DEVRİM VE SONRASI
Ekim devriminden birkaç gün sonra iktidarın çağrısına yanıt veren beş kişiden biride Meyerhold'dur. Bu devrimle birlikte yeni yaratım sürecinin
başlayacağına inancı ve devrimci fikre yakın oluşu onu bu tola teşfik eder,
Ekim devriminin ilk yıl dönümü için Mayakovski ile birlikte Sovyet oyununu (Soytarı misteri) sergiler. Bu oyunda herşey yeni ve aynı zamanda
panayır tiyatrosu geleneklerine bağlıdır.Bu oyunla taetral konstrüktivizme geçiş sağlanır ve ilk adımlar nisan 1922 de İbsen'in Nora (Bebek Evi)
oyununda atılır.Ondan 3 gün sonra ' Muhteşem Boynuzlu' (Mayakovski) sahnesel konatrüktivizmin temellerini atar ve yeni bir oyunculuk tekniği olan biyomekanikle seyirci bu oyunla tanışır.D.E.(Hedef Avrupa) ise teatpal konstrüktivizmin sonudur.Burada dinemik bir konstrüktivzm vardır.Şafaklar oyunu ile dinamitlenen ve politize edilen eski tiyatrodan sonra 'Soytarı Misteri' devrimci tiyatronun temellerini atar.TEO' nun (kamu eğitim komserliği)
başında olan Meyerhold Devlet Yüksek Tiyatro Atölyesine bağlı serbest Meyerhold atölyesini örgütleyip 'Muhteşem Boynuzlu ' üstüne çalışır. TEO'daki yeni yöneyimin başarısızlığı üzerine Meyerholdyeniden TEOya geçer ve muhteşem Boynuzluyu burada sahneler. Meyerhold bağımsız olrak kurduğu TİM (Meyerhold tiyatrosu) resmileştirilir ve Gostim adını alır .
1920li yıllarda opera ve müzik üstüme düşünür. Oyunlarında müziği gerekli çağrışımlları uyandırmak oyunun anlamını güçlendirmek , jestlerini mimiklerini müziğe göre ayarlamak durumunda olan oyuncuların oyununu keskinleştirmek için kullanılmaktadır.
Meyerhold tiyatronun , metni yeniden oluşturmak,içindeki gizli güçleri açığa çıarmak ve metnin aracılığıyla çağdaş siyasal toplumsal çerçeveyi analiz etmek hakkının olduğuna inanır.Bu dönemde sahnelediği klasiklerin yeni okunuş biçimi bu ilke üzerinden yapılmaktadır. Bu oyunlarda siyasi ajiasyon söylemine birde teatral söylem eklenmektedir (fars,liriksaneler,akrobasi ,akordeon ,cambazlık numaraları,sirk ,sözsüz pandomim v.b.)
Meyerhold'un bir müzikal temsil olan KAMELYALI KADIN oyunu 1930lu yılların seyircisinin gereksinimine kulak kabartmıştır. Dönamin seyircisi güzeli aramaktadır.Bu oyundan duygusal öğeller silinmiş, görsel ve işitsel duyulara hitap eden bir sahne seçilmiştir.
MEYERHOLD VE OPERA
Devrimden önce yaptığı sahnellemelerde ,sahnelemeyi ve oyunculuğu librettoya değil müziğe bağımlı kılmayı hadefliyor ve sahnesel çözümleri orkestra partisyonu içinde arıyordu. Devrimden sonraki çalışmalarında partisyonu toplu bir beğımlılığı reddetmeden oyuncuyu müzikten kaynaklanan aşırı rahatsızlıktan kurtarmaya çalışır.
Devrim öncesinde Meyerhold ,oyuncuların hareketleri jestleri ile ,müziğin ritmi müzikal çizgi arasında neredeyse birebir matematiksel bir bütünlük olmasında ısrarlı iken, devrim sonrasında bunun yerine oyuncunun büyük bir müzikal cümle içindeki ritmik özgürlüğünü arar.
BİYOMEKANİK OYUNCULUK
Beden oyunculuğunun hakimiyeti söz konusudur.Bir gösterimde algılananın sahne üstü olduğunu düşünürsek,buranın estetik ve anlamlı kılınmasının yeterli olabileceğini söyleyebiliriz.Bu sebepledir ki ifade edilenin niteliğinin belirlenmesi ve sürekli kılınabilmesi asıl sorundur.Stanislavski'nin psikoloji temelli oyunculuk şekli insanın en kolay etkilendiği alanının üzerine kuruludur.Süreklilik yoktur.En çok değişkenlik ruh halinde gözlenir.Bunun için nasıl bir bina kumdan bir zemin üzerine kurulamıyorsa; teatral bir yapı da psikolojik bir zemine oturtulamaz demiştir Meyerhold.
Duyguların oyuncularda değil,seyircilerde uyandırılması gerekmektedir.Bu nedenle Biyomekanik oyunculuk bedene ve hareketlere hakimiyet gerekliliği üzerinde durur.Oyuncu yalnızca duyguyu algılatıcıdır.Yani oyuncu ,çağrışımlar yaptıracak hareketler bütününü sergiler ve seyirci de bu uyumla sergilenen bütünü yorumlar,bir duyguya kapılır.Oyuncunun ve yönetmenin çabası, estetikliğin yanında anlamsal ve çağrışımsal olarak da uyumlu bir bütün yaratmaktır.Seyirciyi bu bütün karşısında harekete geçirmek kaygısı da taşınır.Seyirci eyleme sevk edilir.Meyerhold,sanatın eğlence işleviyle yetinmek yerine ,kesin ve gerekli yaşamsal bir rol üstlenmesi gerektiğini savunur.Toplumcu bir yaklaşım içindedir.
Oyuncunun rolü içerisinde yalnızca bedeninin durumuyla ilgilenmesi ve temel hareket noktasının teknik deposu olması nedeniyle,bedensel gelişim büyük önem taşımaktadır.Tamamen görsel olan üzerinden çalışlılmaktadır.
Fiziksel aktiviteler bütününün yorumlanıp,kurgulandığı bir oyunculuk tarzında ,sahne üstünde sergilenenenin -fiziksel eksiklikler dışında- değişemeyeceği düşünülürse,bu tarzın,her seferinde de bir bütünlük içeren gösterime döneceği açıktır.Bunun için fiziksel eksikliklerin giderilmesi şarttır.Bunlar bedensel gelişimin sağlanması,dikkatin,uyumun ve ritim duygusunun geliştirilmesi ile sağlanacaktır.Akıl da büyük önem taşır; çünkü tüm hareketlerin deposu ve kontrol noktası,tasarlayıcısıdır.Bu nedenle oyuncular da entellektüel uğraşlara sevk edilmelidirler.
Deneyimli bir işçiyi izlediğimizde hareketlerinde şunlar gözlenir;
-Gereksiz hareketlerin yokluğu,
-Belli bir ritim
-Ağırlık merkezinin sürekli bilincinde olma
-İkircim göstermeme
Bu temeller üzerine kurulmuş hareketlerde hiçbir karasızlık yoktur.Dansı hatırlatır.
Konstrüktivizm (yapısalcılık) ,sanatçının aynı zamanda mühendis olmasını da zorunlu kılmıştır.Meyerhold'a göre sanat,bilimsel temellere dayanmalı ve sanatçının her yaratımı bilinçli olmalıdır.Oyuncunun sanatı malzemesini düzenlemesine dayanır ve oyuncu bedeninin tüm anlatım olanaklarının bilincinde olmalıdır.
Düzenleyen ve düzenlenen ,ya da sanatçı ve malzemesi arasındaki sentez oyuncuda gerçekleşir.Oyuncu formülü şöyle ifade edilebilir:
N=A1+A2
N:oyuncu
A1:Tasarımı Yapan
A2:Tasarımı Yorumlayan (oyuncunun bedeni)
Uzam içerisinde plastik biçimler yaratmak olarak özetlenebilecek oyunculuk yaratımı,oyuncunun beden mekaniğini incelemesini zorunlu kılar.Bu onun için gereklidir çünkü,özellikle canlı bir organizmada,bir kuvvetin kendini ifade etme biçimi tek bir mekanik yasasına bağlıdır.Belki de en büyük gereklilik biyomekanik yasalarının herkesçe bilinmesidir.Biyomekanik eylem, beden duruşlarını değiştirerek bedenin tümünün kullanılmasını sağlayan 3 aşamada uygulanır:
-NİYET
-GERÇEKLEŞTİRME
-TEPKİ
Niyet,dışarıdan verilmiş olan rolün oyuncu tarafından düşünsel olarak sindirlmesi demektir.Gerçekleştirme, isteme bağlı ,mimetik ve sessel reflekslerin döngüsüdür.Tepki;yeni bir niyet beklerken,isteme bağlı refleksin mimetik ve sessel olarak gerçekleştirildikten sonra hafiflemesidir.(yeni bir eylem öğesine geçiş hali)
Uygulandığı şekliyle,çok özel bir jest için bile vücudun tamamını kapsayan bir hareket, bir haykırışın ya da bir metnin itki gücünü oluşturabilir.Harekete ,müzikal fonla somutlaştırılan ritimle ilişkisi içinde yaklaşılır.
Biyomekanik Oyunculuğun temel faktörlerini inceleyelim:
DENGE:
Tüm biyomekanik şu temel üzerine kuruludur: Eğer burnun ucu çalışıyorsa,tüm beden çalışıyor demektir.Öncelikle bedenin denge merkezini bulmak gerekir.Bu merkezinde çelik bir top bulunan bir üçgen olarak düşünülmeli.Üçgenin tepesi anüste,öteki iki köşesi ise göbek düzeyinde kalçanın iki köşesindedir.Oyuncu dengesini bu güç noktasında odaklamayı başarmalıdır.Bunu bulduğunda(bunu yapmak güçtür)tüm hareketler güçlü olur.Ama bu güç, gerilim ya da şiddetle eş anlamlı değildir.En küçük gerilimde tüm beden çalışır.Herkes dengedeki birinin inandırıcı duruşuna sahip olmalıdır,yedeğinde dengeyi korumayı sağlayacak tavırlar,duruşlar ve farklı hareketler bulundurmalıdır.Hangi bacağı üstünde olduğunu ,sol ya da sağ , anlamalı,farkında olmalıdır.Tüm durumlardaki değişiklikler bilinçli hale getirilmelidir.
DİKKAT:
Çok sayıda insan varken ,uzam içerisinde yönünü bulmak çok önemli bir iştir.İşte bu kalabalık içinde kendi özel yönünü tayin edebilmek ve diğerlerininkini algılayabilmek dikkat gerektirir.Bundan dolayı bir toplu çalışmada ,sahne üzerindeki yerini bilmek ve yerini uzamın sınırlarına ve arkadaşlarının yerine göre tayin edebilmek gerekir.Yönelimin kesinliği ,hesabın doğruluğu ve göz ölçümlerinin netliği geliştirilmesi gereken noktalardır.
Uyarılganlık ,dikkatin geliştirilmesine bağlı olarak gelişir.Uyarılganlığın gelişmesi ile rol arkadaşının sahnedeki işaretlerini algılaması kolaylaşır kişinin.(Otkaz İşaretleri)
DÜŞÜNCE:
Oyuncu,beden denetimini hep ön planda tutmalıdır.Kafamızda bir kişilik değil,bir teknik malzemeler rezervi vardır.Oyuncu, malzemesini düzenleyen biri durumundadır.Kendi olanaklar yelpazesini ve verili bir niyeti gerçekleştirmek içinelinde bulunan tüm araçları kesinlikle bilmelidir.Teknik deponun niteliği oyuncunun niteliğini belirler.Herşey bilinçle ve önceden tasarlanmalıdır.Bedenin şekillendirilmesini yapmalı,niyeti gerçekleştirmek için kol ve bacaklardan yararlanmak gerekmektedir.Oyuncunun her eylemi için bir duruş biçimi vardır.Malzemesini hiçbir zaman tamamen tüketmemelidir oyuncu.Tümüyle kendinden habedardır ve teknik imkanlarını kullanır.(yedeğini gözeterek)
UYUM:
Oyunu bir makineler bütünü; bir ultra makineye benzetirsek,bu makinenin tıkır tıkır çalışıyor olması gerekir.Aksaklık herşeyi bozabilir.Parçaların birbirinden haberdar ve birbiriyle uyumlu çalışıyor olması gerekmektedir.Oyuncular da uyuma çok dikkat etmelidirler.Ritim duygusu çok önemlidir.Müzik düşünce için neyse,dans da beden için odur.Sürekli bir "denge dansı"na dayanan bir dizi alıştırma,oyuncuya özünde
gerçek,gündelik yaşamın karşıtı olan bir sahne ritmi yaratma olanağı verir.Temel alıştırmalardan biri de
"otkaz" dı.Otkaz oyuncunun rol arkadaşı ile uyumunu sağlar;eylemin yapılmadan önce ters yönde işaretinin verilmesidir.
Nasıl müzik birbirlerini kesin bir şekilde izleyen ve müzikal bütünlüğü bozmayan ölçülerden oluşuyorsa,bizim çalışmalarımız da birbirinden netçe ayrılmış,ama toplamın netliğini de bozmayan uyumlu bir yapı sergilemelidir.Oyuncular birer enstrüman gibidirler,sağlanan uyum bir müziğin
ortaya çıkmasını sağlar.
BEDEN:
Oyuncunun beden eğitimi çok önemlidir.Teknik düzeyde yüzeysel ve belirsiz hiç birşey kabul edilemez.Hareketler ve teknik depo kesin ve belirgin hareketlerle kurulmalıdır.(Taylorizm gereklidir; görevler en az teknikle,en akılcı yollarla gerçekleştirilmelidir.)Tüm hareketler düzenlidir.Gevşek bedenin özgürlüğü kabul edilmez.
Eğitimli bir malzemenin fizksel durumu ,bu sistemin dayanak noktasıdır.Oyuncunun tüm hareketleri ,hatta refleksleri bile ,düzenlenmelidir.Hareketlerin başı ve sonu vurgulanmalıdır.
Biyomekaniğe destek olarak -beden geliştirimi amaçlı-akrobasi,dans,bale ile ilgilenilebilir.Oyuncu bedenini iyi eğitmelidir görevini hızla gerçekleştirebilmek için.
*Biyomekaniğin ana ilkesi; Beden bir makine, oyuncu bir makinisttir.
Meyerhold'un Sahneleme Anlayışı:
Kuramında oyuncuyu merkeze koyan Meyerhold, bir yönetmen olarak dehasını oyunlarında göstermiştir.Biyomekanik kuramda yönetmenin rolü önemlidir.Çalışmalar da yönetmenin direktifleri ile şekillenir,oyuncular görevleri teknik depolarından faydalanarak yerine getirirler.
Konstrüktivist anlayış dekor seçiminde baş etmendir.Dekor işlevsel,mühendislik tasarımlarıydı.Haraketli sahne,yürüyen bandlar,vinçler,hareketli aksesuarlar kullanıyordu.Tüm dekor tasarımları ,oyuncuların sahne üstü hareket olanaklarını arttırmaya yönelik yapılardı.Dekor fotoğrafta da görüldüğü gibi teknik açıdan çağın teknolojisine yakındı.
Meyerhold, kitlesel duyarlılığaönem verdiği için,kalabalık kadrolardan yararlanmış,kitle sahnelerini
çok kullanmıştır.Zamanın nabzını yakalamaya önem vermiştir.Kostümler,genelde işçi kostümleri,
bahçıvan,..vs gibi bir sınıfı belirten kostümlerdi.
Müzik,dönemin klasik müziğinin yanında mekanik aksamların sesleri kullanıyordu.
Oyun metni Meyerhold için bağlayıcı bir nitelik taşımıyordu.İç bütünlüğünü yakalamış bir tutarlı metin
,sergilenmeye hazırdır.Bu nedenle Meyerhold, klasik metinleri yeniden ele alıp,değiştirerek ,yeni yorumlarlsahneye koymuştur.
Denemeci bir tutum sergilemiş,getirdiği yenilikler ile tiyatroda devrimler yaratmıştır Meyerhold...